23 Aralık 2010 Perşembe

(tee 2004'ün eylül'ünde demişim. çok zaman olmuş la)

bir şarkı (buraya kris gibi "1-1 biten maç" demek gerekirdi ya neyse).. (parantez arası notlar tarafıma aittir)

"...
yeni tanıştık belki de
ama kim bilir belki de hep vardın
eşlik ediyordun sessiz ve sinsice belki de
(valla hakim bey durum bu, beni kandırdı bu yorgunluk. yoksa ben bedenime eyvallah diyecek bir adam değildim, ekmek musaf çarpsın)

şimdi şimdi anlıyorum, kurnazca ayırdın belki de
lime lime savurdun sevdiklerimi
(valla sayamayacağım hakim bey, hiçbir yorgunluk ya da yalnızlık insanı sevdiklerinden ayırmaz; insanın gideceği varmış; yalnızlık ya da yorgunluk sadece yardım ve yataklık yapar)

yorgunluğum
yaşamak zorunda olduğum beraberliğimsin
yorgunluğum
kanımsın canımsın, sen benim çaresiziliğimsin
(işte burda canım sıkılıyor hakim bey; yorgunluğum, yalnızlığım üzerinde hak iddia ediyor, çaresizliğime el koyuyor)

bugünüm, yarınım
sen benim hüzünlerimsin
(sevgili yorgunluğum, rica etsem hüzünlerime dokunmaz mısın? yani demem odur ki, hüzün dediğin yalnızlıktan güç bulur, yorgunluk genelde çok kişilik olduğundan ötürü hoş olmaz mekanda olması.. beni dinlemeyecek misin ? e sen de haklısın tabi)

tek bilebildiğim
sen benim vazgeçilmezimsin...
(işte burda nokta kondu sayın abicim. bir şekilde hayata girmişse yorgunluk, vazgeçilmezliği ile birlikte gelmiştir. malumunuz, bize bu noktada bok yemek düşüyor)

senin olmamı istedin
ama belki de bir aşık gibi
inatla bunca zaman
kendine sakladın belki de...
bir tohum gibi serpildin, filizlendin
ben oldun belki de
yatağımı bile paylaşabilmek icin benimle
(buraya kadar denebilecek bir şey yok. yorgunluk, yalnızlığın içinden çıkıp geliyorsa yapacak bir şey yok; hoş geldi, sefa geldi.)

yorgunluğum
yaşamak zorunda olduğum beraberliğimsin
yorgunluğum
kanımsın canımsın
sen benim çaresizliğimsin

yorgunluğum
bugünüm, yarınım, sen benim hüzünlerimsin

yorgunluğum
tek bilebildiğim
sen benim vazgeçilmezimsin..
..."

ahan da bonus (bkz: yorgunluk)

Hiç yorum yok: